Kacır, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmeleri kapsamında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum gerçekleştirdi.
Uluslararası ekoominin bölgesel çatışmalar ve küresel ticarette korumacılık önlemleri etkisinde olduğunu belirten Kacır, konjonktürel zorluklara rağmen Türkiye’nin 16 çeyrektir büyümeyi sürdürdüğünü ifade etti.
Kacır, sanayi üretim endeksinin salgın öncesi döneme göre Almanya’da yüzde 10,3, İtalya’da yüzde 6,1, Fransa’da yüzde 3 ve İspanya’da yüzde 1,4 aşağıda seyrederken, Türkiye’de yüzde 19,7 yükseldiğine dikkati çekti.
İhracatın savunma ve havacılık sanayinde yüzde 17,8, çelikte yüzde 8,8, otomotivde yüzde 6,4 ve kimya ürünlerinde yüzde 2,5 arttığını vurgulayan Kacır, bu başarının son 22 yılda elde ettikleri kazanımların sonucu olduğu dile getirdi.
Kacır, bu dönemde sanayide çalışan sayısının 3 milyon 900 binden 6 milyon 700 bine çıktığını ve sanayi üretiminin 3,2 katına yükseldiğine işaret etti.
Yüksek teknoloji ihracatı artacak
İmalat sanayisi katma değerinde dünyadaki paylarının yüzde 0,70’den yüzde 1,33’e ulaştığını belirten Kacır, “Yıllık ihracatımızı 36 milyar dolardan 262 milyar dolara çıkardık. İhracatımızın dünyadaki payı yüzde 0,55’ten 1,07’ye yükseldi. Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatını 10 milyar dolardan 97 milyar dolara çıkardık. Türkiye bugün, Çin’den Orta Avrupa’ya kadar uzanan kuşakta en fazla ürünü rekabetçi şekilde en fazla ülkeye ihraç edebilen ülkedir” diye konuştu.
Kacır, sayıları 2’den 104’e çıkan teknoparklarda yenilikçi fikirlerin katma değerli ürünlere dönüştüğünü vurgulayarak, 11 bin 86 girişimin inovasyonu sürdürdüğü teknoparklarda yürütülen proje sayısının 78 bini aştığını söyledi.
“12. Kalkınma Planımız doğrultusunda 2028’e kadar yüksek ve orta-yüksek teknolojili ürünlerin ihracatını 97 milyar dolardan 176 milyar dolara çıkaracağız” diyen Kacır, ileri teknoloji üretim üssü haline geleceklerini kaydetti.
Kacır, bu amaçla HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı’nı ilan ettiklerini belirterek, 2030’a dek ileri teknoloji alanlarında 30 milyar doların üzerinde yatırımın önünü açacaklarının altını çizdi.
Yükselen Yenilikçi Teknolojiler Çağrısı’na 630 başvuru
Elektrikli Araçlar Çağrısı ile otomotiv sektörünü tedarik zinciriyle geleceğe hazırlayacaklarını belirten Kacır, bugüne kadar 40 binden fazla Togg’un, sahiplerine teslim edildiğini aktardı.
Kacır, dünyanın en değerli elektrikli araç markasının 6. yılında ulaştığı üretim adedine 1,5 yılda eriştiklerini vurgulayarak, “Ülke genelinde 24 bin 400 halka açık şarj bağlantısı sayısıyla araç başına düşen şarj noktası sayısında Avrupa’da lideriz. Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi BYD, yıllık 150 bin elektrikli araç kapasiteli tesisini ve yenilikçi teknolojilere yönelik AR-GE merkezini Manisa’da kuracağını ilan etti. Sektörümüzün yeni mobilite ekosistemine dönüşümü adına benzer yatırımları ülkemize kazandırmak üzere çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
TÜBİTAK enstitülerinde çip üretim kabiliyetlerini yeni bir üretim tesisiyle taçlandıracaklarını aktaran Kacır, şöyle devam etti:
“Yüksek teknoloji yatırımlarına AR-GE’den yatırıma uçtan uca destek sağlayan ‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’na başarıyla devam ediyoruz. Bugüne kadar desteklediğimiz projeler tamamlandığında cari açığın kapanmasına yılda 7,2 milyar dolar katkı sağlayacağız. İletişim, iklim, biyoteknoloji ve afet teknolojileri gibi geleceğin teknolojilerine yön verecek alanlara odaklanan, bu yıl çıktığımız Yükselen Yenilikçi Teknolojiler Çağrısı’nda 630 yeni yatırım için başvuru gerçekleşti. Bu yıl, TÜBİTAK programlarında 185 üniversite ve 2 bin 750 firmanın 9 bin 700 projesine 8,4 milyar lira destek sağladık. Desteklediğimiz ulusal araştırma altyapılarının sayısını 11’e yükselttik. Teknoloji Geliştirme Bölgelerine bugüne dek 11 milyar liralık altyapı desteği sunduk, 2025’te 900 milyon lira kaynak sağlayacağız.”
Kacır, geçerli tescile sahip sınai mülkiyet portföyünü bu dönemde 93 binden 2 milyona çıkardıklarını belirterek, geçen yıl 1826 uluslararası araştırma raporuyla uluslararası patent araştırma ve inceleme otoriteleri arasında 9’uncu, yerli patent başvurularında dünyada 12’nci, marka başvurularında 4. ve tasarım başvurularında 2. sıraya yükseldiklerini söyledi.
“165 milyar lira tutarında 1865 yatırımı teşvik ettik”
Sanayide karbon ayak izini azaltma, enerji verimliliğini artırma ve yenilenebilir enerji kullanmada kararlı olduklarının altını çizen Kacır, şu bilgileri paylaştı:
“TÜBİTAK desteğiyle yeşil teknolojilerin Türkiye’de geliştirilmesine yönelik 600 milyon lira bütçeli 74 AR-GE projesini hayata geçiriyoruz. AB Sınırda Karbon Düzenlemesini sektörlerimiz için fırsata dönüştürmeyi amaçlıyoruz. Yeşil dönüşümde avantajlı finansman sağlayacak Türkiye Sanayi Karbonsuzlaşma Yatırım Platformunun kurulumu için uluslararası paydaşlarımızla çalışmalara başladık. Bu programla 3 milyar avroluk kaynağı sanayimize sunmayı hedefliyoruz. Dünya Bankası ile sürdürdüğümüz proje kapsamında 2025’te OSB’lerimizin 6 milyar 300 milyon liralık yeşil altyapı yatırımlarını destekleyeceğiz. Bu yılın 10 ayında enerji verimliliği ve geri kazanımı, yenilenebilir enerji, atık geri kazanımı ve bertarafı, çevre yatırımları konularında 165 milyar lira tutarında 1865 yatırımı teşvik ettik.”
Temiz enerji kaynaklarına yönelik çalışmaları hızlandırdıklarını belirten Kacır, nükleer enerji teknolojilerine yönelik AR-GE programı başlatacaklarını duyurdu.
Kacır, yapay zeka çağrılarıyla firma ve kamu kurumlarının ihtiyaç duyduğu yapay zeka çözümlerinin Türkiye’de geliştirilmesi için 96 milyon lira bütçeli 30 projeyi desteklediklerini ve Türkçe verilerle zenginleştirilen, ilk temel yapay zeka büyük dil modelini TÜBİTAK’ta geliştirdiklerini kaydetti.
“156 milyar lira sabit yatırımın önünü açtık”
Tam bağımsız Türkiye’nin anahtarının savunma sanayii olduğunu vurgulayan Kacır, soykırımcı İsrail’in saldırganlığını dünyanın seyretmesinin, büyük felaketlerin habercisi olduğunu dile getirdi.
Kacır, bu tablo karşısında en güçlü stratejilerinin Milli Teknoloji Hamlesi olduğunun altını çizerek, şunları söyledi:
“40 yıldır sürdürdüğümüz terörle mücadele bize ancak kendi kabiliyetlerimizle geliştirdiğimiz sistemlerin esaslı bir güvenlik sağladığını göstermiştir. Bugüne dek, açık ya da örtülü ambargolarla hızımız kesilmeye çalışılsa da kurduğumuz AR-GE ve üretim altyapısıyla Türkiye’nin istiklalini ve istikbalini güçlü kılacak adımlar atmayı başardık. Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde yürüttüğümüz istikrarlı politikalarla savunma sanayiinde büyük bir atılım gerçekleştirdik. Milli ve özgün ürünleri önceleyen uzun dönemli AR-GE, yatırım, tedarik planlamaları ve nitelikli insan kaynağıyla savunma sanayimiz Milli Teknoloji Hamlesi’nin öncüsü oldu.”
Bakan Kacır, yerli ürünlerin payını yüzde 20’lerden yüzde 80’lerin üzerine çıkardıklarını bildirerek, savaş paradigmalarını değiştiren insansız hava araçları Bayraktar TB2 ve TB3’ten AKINCI’ya, ANKA’dan KIZILELMA’ya, KAAN’dan HÜRKUŞ’a ATAK’tan GÖKBEY’e, MİLGEM’den TCG ANADOLU’ya ATMACA’dan GÖKDOĞAN’a, ÇAKIR’dan İMECE’ye her biri dünyada ancak birkaç ülkenin sahip olduğu teknolojik kabiliyetlerden örnekler verdi.
TÜBİTAK SAGE ve ROKETSAN bünyesinde yürütülen süpersonik hızda çalışan ramjet itki sistemleri geliştirme çalışmalarının sürdüğünü belirten Kacır, şunları kaydetti:
“Savunma sanayiimizin bu seviyelere gelmesi için desteklerimizi esirgemedik. 2002’den bugüne savunma sanayiinde 886 yatırım için teşvik belgesi düzenledik. 156 milyar lira sabit yatırımın önünü açtık. 19 bin çalışanın istihdam edildiği 67 AR-GE ve Tasarım Merkezi’ne 172 milyar 300 milyon lira destek sağladık. Teknoparklarımızda savunma sanayii alanında 291 firmamız 5 bin 850 araştırmacıyla teknoloji geliştirmeye devam ediyor. TÜBİTAK aracılığıyla 1493 savunma sanayii projesine ve 2 bin 233 bilim insanı ve gencimize 38 milyar 300 milyon lira destek sağladık. Stratejik kurumlarımız için uçtan uca güvenli ses, veri ve görüntü haberleşmesi sağlayan sistemleri üretiyoruz. Hiç kimsenin Türkiye’ye zarar vermeyi aklından dahi geçiremeyeceği bir caydırıcılık seviyesine mutlaka geleceğiz. Farklı irtifa ve menzildeki hava tehditlerine karşı ülkemiz için güvenlik kalkanı vazifesi görecek hava savunma sistemi Çelik Kubbe’nin geliştirmesini hızla tamamlayacağız. Uzun menzilli füze geliştirme kabiliyetlerimizi daha ileri düzeylere taşıyacağız. Ülkemizin istikbalini tehdit edecek planlara asla geçit vermeyeceğiz.”