Üsküdar’da, Enstitü Sosyal ile Academia Via Serica, Keimyung Üniversitesi, Gyeongsangbuk Belediyesi ve IRCICA işbirliğiyle “Kore ve Müslüman Dünya: İpek Yolu Boyunca Çeşitli Kültürlerle Karşılaşmalar Konferansı” düzenlendi.
Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü İpek Coşkun Armağan, konferansta yaptığı konuşmada, bu etkinliklerin amaçlarının sosyal bilimler alanındaki uluslararası deneyimlerden faydalanmak olduğunu söyledi.
Bu nedenle konferans bünyesinde sosyal bilimler, tarih, felsefe ve eğitim alanında uzman akademisyenleri bir araya getirdiklerini belirten Armağan, “Onların Asya tarafından dünyaya, Türkiye’ye ve Müslümanlara bakışını, bizim akademisyenlerimizin de Türkiye’den Asya’ya bakışını gözlemliyoruz.” dedi.
Sosyal bilimlere bu uluslararası bakış, değerlendirme ve deneyimlerin zenginlik kattığını dile getiren Armağan, “Akademik işbirliklerinin, araştırma kültürünü çok zenginleştirdiğini biliyoruz. Türkiye ve Kore’nin tarihten gelen özel ilişkileri olsa da akademik anlamda bir boşluk vardı. Özellikle eğitim, sosyoloji, tarih ve siyaset bilimi gibi alanlarda boşluk olduğunu gözlemliyoruz. Türkiye’de akademi dünyasında genel olarak Asya çalışmaları konusunda bir ilgisizlik var diyebiliriz. Bunu zenginleştirmek ve beslemek amacıyla bu konferansı düzenliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“40’ın üzerinde değerli akademisyen konferansa katıldı”
Enstitü Sosyal Toplum Araştırmaları Koordinatörü Selçuk Aydın, konferansın tarihi ve ekonomik ilişkiler ile tarihi ticaret yolları başta olmak üzere pek çok başlığı barındırdığını söyledi.
Toplumlar arasındaki ilişkilerde din ve uluslar gibi birçok konuyu temelinden incelediklerini kaydeden Aydın, şöyle devam etti:
“O yüzden 40’ın üzerinde değerli akademisyen konferansa katıldı. Etkinlik iki gün sürecek, toplamda 6 oturumumuz var. Her oturumda da 4-5 konuşmacı ve moderatörlerimiz bulunmakta. Bu etkinliği bir kitap projesi ile taçlandıracağız. Türkiye ve Kore arasında tarihe dayanan bir ilişkimiz var. Kore ile kurulan bu ilişkinin devamlılığı, bize geleceğe dair önemli işaretler veriyor. O yüzden çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki Kore ve Türkiye arasında bu tür etkinliklere ihtiyaç var. Her ne kadar iki toplum arasında çok pozitif bir algı olsa da bunu akademi, kültürel ve sosyal alanlarda da geliştirmeliyiz.”
“Asya ülkeleriyle işbirliğimizi artırmak stratejik öneme sahip”
Enstitü Sosyal Araştırmacısı Murat Yaş ise enstitü bünyesinde uluslararası çalışmalar programı kapsamında özellikle Asya ülkeleri ve Türkiye arasındaki ilişkileri geliştirmeye yönelik akademik çalışmalar ve faaliyetlerde bulunduklarını belirtti.
Özellikle son 10 yılda Asya ülkelerinin hem siyasi hem kültürel açıdan yükselişinin gözlemlendiğini vurgulayan Yaş, “Biz de bu kapsamda Türkiye’de özellikle Asya çalışmaları alanında bir boşluğu doldurmaya çalışmaktayız. Bu anlamda konferansı düzenledik, farklı alanlardaki bilim adamlarını bir araya getirdik. Eğitim, tarih, kültür, arkeoloji, uluslararası ilişkiler, ekonomi, başta olmak üzere Türkiye’den, Kore’den ve Avrupa’daki birçok üniversiteden öğretim üyelerini bir araya getirdik.” diye konuştu.
Yaş, Güney Kore ve Türkiye arasında geçmişe dayanan uzun bir ilişki bulunduğunu vurgulayarak, konferansın da bu tarihi ilişkiler başta olmak üzere iki ülke ilişkilerini her alanda geliştirmeyi amaçladığını söyledi.
Özellikle son yıllarda Asya ülkelerinin öne çıktığının altını çizen Yaş, sözlerini şöyle tamamladı:
“Çin, Kore, Japonya başta olmak üzere Asya ülkelerinin aslında dünya düzeninde farklı bir güç ortaya koyduğunu görmekteyiz. Bu yeni dünya düzeninde özellikle ekonomi, uluslararası ilişkiler başta olmak üzere Asya ülkeleriyle olan işbirliğimizi artırmanın Türkiye için stratejik bir öneme sahip olduğunun farkındayız. Bu kapsamda özellikle akademik araştırma ve düşünce kuruluşları bakımından bir eksiklik mevcut. Bu eksikliği gidermek adına bir araya geldik.”