Çin’in Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nde 47 eski muhalif milletvekili ve siyasi aktivistin, 2020’deki meclis seçimleri öncesinde izinsiz “ön seçim” düzenledikleri gerekçesiyle “hükümeti devirmeye teşebbüsten” yargılandığı davada cezalar açıklandı.
Hong Kong Mahkemesi, Hong Kong Üniversitesinin eski Hukuk Profesörü Benny Tai Yiu-tin’i, gayriresmi ön seçimin organize edilmesine öncülük ettiği gerekçesiyle 10 yıl hapse mahkum etti.
Çoğu ön seçimde aday olan 44 sanık ise 4 yıl 2 ay ila 7 yıl 9 ay hapis cezaları alırken daha önce suçsuz bulunan iki sanığa ise ceza verilmedi.
Mahkeme, 30 Mayıs’ta açıkladığı kararda gayriresmi nitelikteki ön seçimin muhalefetin Yasama Meclisi’ni ele geçirme şansını artırarak hükümetin meşruiyetini sarsmayı, hükümeti devirmeyi ve devlet düzenini yıkmayı amaçladığına hükmetmişti.
Gayriresmi ön seçim
Muhalifler, Eylül 2020’de yapılması planlanan Yasama Konseyi seçimine hazırlık için hükümetin onayı olmadan “ön seçim” düzenledikleri gerekçesiyle gözaltına alınmıştı.
Muhalif grupların kendi inisiyatifleriyle yürüttüğü seçime katılanlar, “hükümeti devirmeye teşebbüs etmekle” suçlanmıştı.
Dönemin Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam, muhalifleri, ön seçimin Ulusal Güvenlik Yasası’nı ihlal ettiği yönünde uyarmış, merkezi hükümet de seçimin yasa dışı olduğunu belirtmişti.
Hong Kong’da 11-12 Temmuz 2020’de düzenlenen gayriresmi ön seçimde 610 binden fazla kişi oy kullanmıştı.
Ulusal Güvenlik Yasası
Çin, 2019’da suçluların ana karaya iadesi yasa tasarısına karşı başlayan geniş çaplı kitlesel protestoların ardından Haziran 2020’de çıkardığı Ulusal Güvenlik Yasası ile “hükümeti yıkmaya teşebbüs, vatana ihanet ve ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemleri” suç haline getirmişti.
İçeriği itibarıyla aslen Hong Kong’daki demokrasi yanlısı protesto hareketini hedef alan yasanın yürürlüğe girmesiyle muhalif gazeteciler, siyasetçiler, iş insanları ve aktivistlerin “ulusal güvenlik” gerekçesiyle yargılanmalarının önü açılmıştı.
Yasa kapsamında 100’den fazla muhalif hakkında soruşturma başlatılırken, demokrasi yanlısı çok sayıda sivil toplum örgütü ve medya kuruluşu baskılar nedeniyle kapılarını kapatmak zorunda kalmıştı.
Hong Kong’un statüsü
Hong Kong, 1898’de imzalanan “kira sözleşmesi” ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997’de Çin’e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong’a 2047’ye kadar, 50 yıl boyunca basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin’e bağlı olmasına karşın kendisine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin’e bağlı olduğu bu yönetim modeli, “tek ülke, iki sistem” olarak adlandırılıyor.
Pekin yönetimi, son yıllarda Ulusal Güvenlik Yasası gibi yasal değişikliklerle bölgenin özerk yönetim yapısını aşındırdığına dair eleştirilerin hedefi oluyor.